Ya selamet ya karanlık

26 Ekim 2015, Pazartesi - 12:27
Ya selamet ya karanlık
1 Kasım seçimlerini, milletin geleceğinin oylanacağı bir referandum olarak gören Başkan Tütüncü “Memleketimiz, bir uçurumun başındaki otobüse benzemektedir. Bu otobüsün içerisinde ülke olarak hepimiz varız. Ya uçurumdan geri dönerek selamete ulaşacağız ya da hep birlikte uçuruma düşeceğiz. Bir bilinmezliğe, karanlık günler yumağının içerisine dalacağız.”

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Ak Gençlik ile Büyük Buluşma” adlı etkinlikte bir araya geldiği gençlere, 1 Kasım genel seçimlerinin önemini anlattı. Ak Parti Antalya Milletvekili adayı ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ak Parti İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlen etkinliğe Kepez Belediyesi Turgut Özal Spor Salonu ev sahipliği yaptı.

Etkinliğe Ak Parti Antalya Milletvekili adayı Mevlüt Çavuşoğlu, Ak Parti Antalya Milletvekili ve adayı Gökçen Özdoğan Enç, Ak Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Ömer Akbaş ile Ak Partili gençler katıldı.

Ak Partisiz Türkiye’yi hatırlattı

Başkan Hakan Tütüncü, buluşmada Ak Parti İl Gençlik Kolları’nın üniversite birimi olan ÜNİAK üyesi yabancı uyruklu öğrencilerin yer aldığı masada oturdu.  Buluşmada 1 Kasım seçimlerinin önemiyle ilgili bir konuşma yapan Başkan Tütüncü, “Ak Parti, 2001’de kurulduğunda Türkiye’de siyaset kurumu sıfır noktasına gelmişti. Ülke o günlerde öyle bir girdap içerisindeydi ki politikacısına güvenmeyen bir Türkiye vardı. Devlet organlarının en basit görevlerini yerine getiremiyordu. Devletlerarası ilişkilerinde ise itibarı yok denecek kadar zayıf bir ülkeydik. Ekonomimiz allak bullaktı. Türkiye o günlerde yeni bir siyasi oluşumla ve yeni bir liderle ile tanıştı. O liderin adı Recep Tayyip Erdoğan’dı, o siyasi oluşumun adı da Ak Parti’ydi.” ifadesini kullandı.

Gençleri Akif ile uyardı

Ak Parti’nin, büyük gayretlerin neticesinde ülkeyi bir girdabın içerisinden alarak, dünyanın saygın ve itibarlı ülkelerinden birisi haline getirdiğine dikkat çeken Tütüncü, şunları söyledi: “Bu hizmetleri yapabilmek uzun yıllar alıyor, ama yapılanları tahrip etmek, yok etmek ise çok basit. Bunu Mehmet Akif Ersoy, ne güzel ifade etmiş: ‘Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir\\Onu en çolpa herifler de emin ol becerir.\\Sade sen gösteriver \'işte budur kubbe\' diye\\iki ırgatla iner şimdi Süleymaniye.\\Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman\\Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan.’  Tüm genç kardeşlerim, merhum Akif’in bu dizelerinden çok şeyler öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Şahı mat etmek istiyorlar

Tütüncü, bugün Türkiye’yi, sefalete mahkûm etmeyi ve geçmişteki karanlık günlerine geri götürmeyi isteyen, art niyetli bir kesimin olduğuna işaret ederek şöyle devam etti: “Türkiye’nin, gelişmişlik seviyesinden, uluslararası itibar görür halde olmasından adeta nefret edenlerin olduğu bir Türkiye’deyiz. Uluslararası planda da Sayın Cumhurbaşkanımıza yöneltilen kinin ve nefretin altında emin olun satranç maçını bitirecek son hamleyi yapmak vardır. Yani şahı mat etmek istiyorlar. İşte bunun için çalışıyorlar, Türkiye’deki bazı işbirlikçiler de bu değirmene su taşıyorlar. O sebeple 1 Kasım’da yapacağımız ülkenin geleceğinin, aydınlık olması için adeta bir referandum niteliği taşımaktadır. Salonda, 2001 öncesi Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları, siyasi kaosları ve bunların bizlere etkisini bilemeyecek kardeşlerimiz olabilir. O günler gerçekten kötü günlerdi. 7 Haziran seçimlerinden sonraki süreç içerisinde ülkenin belirsizlik içerisinde olması bile başlı başlına bir problem iken, belirsizlikleri, karanlık tabloları göz önüne getirdiğimiz vakit aslında tehlikenin ne kadar büyük olduğunun farkındayız.”

1 Kasım’da milletin geleceğine oy atılacak

Başkan Hakan Tütüncü, “1 Kasım’da, işimizi, aşımızı ve ekmeğimiz kaybetmek daha sonra kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi ortadan kaldırma tehlikesiyle karşı karşıyayız.” uyarısı yaptığı gençlere şöyle seslendi: “Gençlerin en büyük ihtiyacı, ülkenin geleceğine umutla bakabilmektir. Ekonomisi bozulmuş, siyasi istikrarı ortadan kalkmış bir ülkenin gençleri geleceğe umutla, heyecanla bakamazlar. Okullarınızı bitirdiğiniz zaman iş alanlarıyla alakalı talepler oluşturduğunuzda, taleplerinize cevap verilememesi, işsiz kalmanız, ekonomik sıkıntıyla hayatın içerisinde hayata tutunmaya çalışmanız size büyük bir engel olacaktır. Ülkenin itibarsızlaştırılması da bu anlamda çok üzüntü duyacağımız bir hadise olacaktır.
1 Kasım’da yapılacak seçim, Türk siyasetindeki seçimlerden bir seçim değildir.  Her birinizin şahsı geleceğini, milletin geleceğini oylayacağınız bir referandum niteliği taşıyor. Adeta memleketimiz, bir uçurumun başındaki otobüse benzemektedir. Bu otobüsün içerisinde ülke olarak hepimiz varız.  Ya uçurumdan geri dönerek selamete ulaşacağız ya da hep birlikte uçuruma düşme tehlikesi yaşayacağız. Bir bilinmezliğe, karanlık günler yumağının içerisine dalacağız. Bu açıdan algı operasyonlarına asla kanmamanızı, ülkemizin adeta bir ameliyat masasına yatırılmak istendiği bugünlerde doğru söyleyenlerle, eğri söyleyenler arasındaki farkı iyi görmenizi rica ediyorum.  Gençler olarak Türkiye’nin aydınlık geleceğini inşa etmek tarihi sorumluluğunuzdur. İnşallah milletine bu kadar hizmeti dokunan, milletini aydınlık bir geleceğe taşımak için 13 yıldır heyecanla, azimle çalışan kadrolara en güzel şekilde cevap verecek ve onları ananızın ak sütü gibi helal oylarınızla tekrar güçlü bir şekilde iktidara taşıyacaksınız.”
 
 
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık
Ya selamet ya karanlık