Dokuma İplik Fabrikası’nın nasıl kullanılacağı yönünde yol haritası hazırlayan Dokuma Çalışma Grubu, bilim adamları ve ilgili uzmanları davet ederek istişare toplantısı yaptı.
 
Dokuma\'nın nasıl değerlendirilmesi gerektiğiyle ilgili Kepez Belediyesi Meclisi’ne yol haritası hazırlayan Dokuma Çalışma Grubu, 10’u akademisyen olan konunun uzmanlarıyla istişare toplantısı yaptı.

Kepez Belediyesi Başkanı Hakan Tütüncü’nün de görüşlerini paylaşmak adına katıldığı toplantıya, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdi Güzer, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yegan Kahya, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevziye Aköz, Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Asatekin, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görün Arun, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Işın,  Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Bakır, İTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan Tiryaki, ODTÜ Öğretim Üyesi Dr. Erhan Karaesmen, müzeograf Burçak Mardan, arkeolog Orhan Artvur ve restoratör Uzay Yergün davet edildi.
 
Fabrikayı anlatıp gezdirdiler
 
Açılış konuşmalarını yapan Dokuma Çalışma Grubu Başkanı Antalya Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın ile Başkan Tütüncü, ortak akıl oluşturarak karar vermek istediklerinin altını çizdi. Alanla ilgili tüm ayrıntıların anlatımının ardından, Tütüncü ve Aydın rehberliğinde fabrika gezdirildi. Gezinin ardından davetliler, buraya ne yapılmasının faydalı olacağını anlattı.
 
Kaleiçi için aradığımızı Dokuma’da bulduk
 
Antalya’da yıllardır Kaleiçi’ni kentsel sit alanına çevirecek başkan ararken Dokuma için Tütüncü’yü bulduklarını anlatan Aydın, “Sivil toplum örgütlerinin zorlamasıyla Kaleiçi’nde bir şeyler yapılacaksa, bunun amacına ulaşmayacağı apaçık belliydi. Böyle bir başkan ararken, aradığımız başkanı Dokuma için bulduk. Belediye Başkanı Tütüncü gelin beraber Dokuma’yı halka açalım, dedi. Doğru bir iş yaptığına inandığımız için yanında olduk.” diye konuşarak, bu projeye nasıl dahil olduklarını konuklara anlattı.
 
Yol haritası vereceğiz
 
Dokuma Çalışma Grubu olarak belediyeye yol haritası vermekle yükümlü olduklarını hatırlatan Aydın, burada yeni bina, sağlıklı bitkilere dokunulmayacağını kararlaştırdıklarını söyledi. Bunun dışında kalan fabrika alanının nasıl kullanılacağını tartışma alanlarının var olduğuna değinen Aydın, bu amaç için 11’inci kez toplandıklarını söyledi.
 
Yönetişim örneği oluyor
 
Siyasilerin, idarecilerin bir şeyler hayal ederek harekete geçince meslek odalarının karşı davalar açabildiğini değinen Tütüncü ise, çok anlamsız tartışmalarla şehirlere zaman kaybettirildiğini söyledi. Şehir paydasında birleşip ortak noktayı bulmak istediklerini belirten Tütüncü, böylece halka güzel hizmetler yapılabileceğini söyledi. Dokuma’da yapılan çalışmanın şehircilik açısından yönetişim örneği olduğunun altını çizen Tütüncü, “İşi öyle bir noktaya getirmek lazım ki, geri dönüşü olmasın dedik. Antalya’da temsil kabiliyeti olanlarla, Antalya için iyi şeyler düşünen ve gayret gösteren meslek odalarıyla çekirdek çalışma grubu oluşturup, tüm Antalyalıların fikirlerini alalım istedik. Şehrin geleceği açısından nasıl değerlendirilmesi lazım olduğunu bilelim. Meclise sunulacak raporla yol haritası oluşturalım. Kimse de kalkıp yarın başka bir şey söyleyemesin.” şeklinde konuştu.
 
Baş döndürücü bir rant
 
Buradaki 400 bin metrekare inşaat alanı birçok kişi için baş döndürücü bir rant alanı olduğunu belirten Tütüncü, “Bize baş döndürücü tekliflerle gelenler de oldu. Biz bunların karşısında dik durduk, burasıyla alakalı dava tamamlanınca, ortak akıl oluşturarak burayı değerlendirelim dedik. AVM, otel, konut yapılmasın dedik. Bunu herkes söyleyemez, ama biz söyledik.” dedi.
 
Halka kazandırılacak
 
Alan içindeki 17 bin metrekare kapalı fabrika binalarını birkaç ayrı fonksiyonla çocuklara, gençliğe, halka yönelik olarak kullanılabileceğini belirten Tütüncü, bilim merkezi, modern sanatlar müzesi, ya da başka şeyler yapılmasının düşünülebileceğini söyledi. Burada çok nitelikli güzel binalar olduğunu belirten Tütüncü, “Bu binaların çok çeşitli kültür sanat amaçlı kullanılabilir. İşçilerin kendi elleriyle diktikleri ağaçlardan oluşan orman alanı var. Şehir açısından farklı aktivitelerin yapıldığı bir açık alan olabilir.” diye, neler yapılabileceğiyle ilgili ön fikirler verdi.