Kepez Belediyesi’nin “bilge mimar” olarak anılan Antalya doğumlu Turgut Cansever’in hatırasını yaşatmak amacıyla düzenlediği ulusal mimarlık yarışması sonuçlandı.

Antalya’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk şehidi olan Mustafa Haşmet’in ismini bir caddeye veren Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, kentin önemli bir değeri olan Mimar Turgut Cansever’in hatırasını da “ulusal mimarlık yarışması” ile yaşatıyor.
Başkan Tütüncü`nün, seçim kampanyasında vaat ettiği 70 proje arasında yer alan Turgut Cansever’in anısına, ulusal düzeyde mimarlık sergisi düzenlenmesi ve mimarlık ödülü verilmesi çalışmasının ilki gerçekleştirildi.  Şehrin ortak aklıyla Mimarlar Odası Antalya Şubesi ile imzalanan protokol kapsamında yapılan Turgut Cansever Ulusal Mimarlık Yarışması’nda dereceye giren eserler belli oldu.
Antalya Mimarlar Odası’nın Kepez Belediyesi adına düzenlediği Mimar Turgut Cansever Mimarlık Yarışması’nın ödül töreni, Cender Otel’de yapıldı. Ödül kazanan mimarların ödüllerini veren Kepez Belediyesi Başkanı Hakan Tütüncü, yarışmanın her yıl Cansever’in ölüm yıldönümü olan Şubat ayında tekrarlanacağını ilan etti. Kepez Kaymakamı Savaş Tuncer, AK Parti İlçe Başkanı Yusuf İşeri ve Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın ile birlikte çok sayıda mimar, sanatçı ve sanatsever katıldığı tören, Cansever’in ve yarışmacıların eserlerini gösteren görsellerin sergisinin açılışıyla başladı.
Büyük ödülü kimse alamadı

Mimarlığın ve uyumlu kentleşmeye katkısının kamuoyunun gündemine taşınması, ülkemizdeki mimarlık ve yapı sektöründeki faaliyetlerin tanıtılması, özendirilmesi, ödüllendirilmesi ve güzel sanatların teşvik edilmesi amacıyla düzenlenen yarışmanın ödül töreni, Mimar Cansever’in hayatını ve eserlerini anlatan görüntünün izlenmesiyle başladı. Mimar ve eleştirmen Prof. Dr. Ali Cengizkan’ın başkanlığını üstlendiği 5 kişilik jüri, Turgut Cansever Büyük Ödülü’ne layık eser bulamadı. Jürinin şartnameye uygun olarak 3 esere Başarı Ödülü ile 2 projeye de Jüri Takdir Ödülü vermeye karar verdiğini açıklandı.
Ödülleri Tütüncü verdi

Başarı Ödülü kazanan Özlem Şatıroğlu ile Arzu Yiğit ikilisi, Mustafa Batu Kepekcioğlu, Volkan Taşkın ve İpek Baycan Glaister üçlüsü ve Gül Güven, Jüri Takdir Ödülü kazanan Ozan Özdilek, Erhan Vural ve Hasan Sıtkı Gümüşsoy üçlüsü ile Ozan Öztepe ile Derya Ekim Öztepe, ödüllerini Başkan Tütüncü’nün elinden aldı.  Turgut  Canserver anısına mimarlık yarışması düzenlemeyi 2014 seçimlerinde vaat ettiklerini hatırlatan Tütüncü, hem bu sözünü yerine getirmenin, hem de Cansever’in hatırasını yaşatıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
 
Cansever yaratıcı bir üstattı
Cansever ile öğrenciliği yıllarında tanıştığını anlatan Tütüncü, Antalya’da doğmuş olmasından dolayı Antalya ile ilişkilendirilebileceğini ve Antalya’nın önemli bir değeri olduğunu söyledi. Hüsnü Karakaş Camisinde Cansever’in imzası olduğunu da hatırlatan Tütüncü, “Cansever aynı zamanda çok iyi bir medeniyet ve mimarlık tarihçisiydi. Tasavvurlarında geçmiş ile geleceği bağdaştırmaya çalışmış bir tarzı vardı. 16 ayrı eseri bulunan bir yazardı. Eserleri hepimize tasarım anlamında çok farklı bir bakış açısı kazandırabilecek nitelikte. İnsana şehre ve eşyaya bir medeniyet perspektifiyle bakabilmiş çok yaratıcı bir üstattı” diyerek Cansever’i yad etti.
Meçhul kahramanlarımız var

Bazı değerlerimizi zaman içinde unuttuğumuzu belirten Tütüncü, “Onların bize geçmişten derlediklerini ve bize bir kültür, bir değer olarak sunduklarını göremiyoruz. Bir anlamda meçhul kahramana dönüşmüş bu insanlara, bir şehircilik anlayışı içinde malum bir kahramana dönüşmesi en önemli hedeflerimizden. Hepimize istikamet, ufuk verebilecek bir mimarın, şöyle bir uzaktan da olsa eserlerine göz atma imkanımız oldu. Ben mektepten hukukçuyum ama mimariyle hukuktan daha çok ilgim alakam ve bu anlamda çalışmalarım oldu. Bazı arkadaşlar bana mektepten hukukçu alaydan mimar diyorlar. Alçakgönüllülük yapıyorlar” diye konuştu.
Şehrin estetiği mimarisidir

Mimarinin insan yaşamına çok şeyler kattığını bildiğini vurgulayan Tütüncü, bu sanat dalının her zaman bir psikolojisi olduğuna ve o psikolojinin insana tesir ettiğine inandığını söyledi. Yaşadığımız mekanların dünya görüşümüze, hayatı algılayışımıza, sonsuz zaman içinde nerden gelip nereye gidiyoruz konusuna etki ettiğine inandığına değinen Tütüncü, “Şehirle, mimarlıkla uğraşan çok değerli üstatlarımız var. Şöyle insanlık tarihine baktığım zaman bir şey görüyorum, şehrin estetiğinin mimari olduğunu anlıyorum. İnsanın estetiği ahlak olduğu gibi, mimarinin de şehrin estetiği olduğu kanaatini taşıyorum. Son 60 -70 yıllık dönemimizde şehirlerimizi kurarken, çok hoyrat yaklaşımla şehirlerimizi katletmişiz. İnsanımıza medeniyetimize çok yabancı şehirler tasarlamışız. Çoğu kez tasarladığımız yeni şehirlerinde kendi içinde bir anlam bütünlüğü, bir felsefi alt yapısının olmadığını görüyoruz. Bunlar bizi gerçekten derinden üzüyor. Oysaki Ayasofya’nın karşısında insanlar hayranlıkla bakarlarken, bizim 20- 30 yıl önce tasarladığımız binalara midemiz bulanarak bakıyoruz. İşte bizim bu kabuğu kırmamız bu sarmalın içinden çıkmamız gerektiği kanaatindeyim. Asrın getirdiği ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı elbet. Ama insanla, çevreyle, doğayla uyumlu, insan ruhuna tesir edecek mimarilerin ortaya çıkartılması gerekiyor. Bizim Turgut Cansever Mimarlık Ödülü çalışmamız, bu uğraşa da bir destek vermemiz anlamına geliyor. Bir yandan yad ederken, bir yandan da şehirlerimizi daha yaşanabilir hale getirebiliriz arayışının neticesidir” şeklinde konuştu.

Bu bir başlangıç

Hayata farklı noktalardan bakan insanların beraberce şehir kültürü yapabileceğini dile getiren Tütüncü, bu yönden bakılınca farklılıklarımızın aslında zenginliğimiz olduğunun fark edildiğini söyledi. Bu zenginliğimizin de şehirlerimize aksettirdiğimiz sürece ölümsüz değişimler ve dönüşümler yapabileceğimizi belirten Tütüncü, “Bu bir başlangıç, bundan sonra her yıl şubat ayında üstadın ölüm yıldönümlerinde tekrarlanacak. Buradaki eserler kitapçıkta buluşturup eser oluşturacağız” dedi.

Kepez’i mimarlar güzelleştirecek

Bu tip yarışmalarla mimarların kendi kapasitelerinin üzerine çıkarak daha unutulmaz eserler ortaya çıkartacağına inandığını belirten Kepez Kaymakamı Savaş Tuncer, “Kepez, artan nüfusuyla birlikte özgün projeleriyle ilimize örnek oluyor. Kepez Antalya’nın en büyük ve en hızla gelişen ilçesi. Çok dikkatli olunması gereken ilçe. Gelişimi diğerlerinden daha güzel estetik anlayışla oluşturulması gereken ilçe. Bu noktada hemen imarların katkısı akla geliyor. Mimarların katkısı bizlerin elini güçlendirecektir” diye konuştu.
Kepez ile ilkleri yaşıyoruz

Kepez Belediyesi ile Türkiye’deki ilkleri yaşadıklarını belirten Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın ise, bir ilçe belediyesinin ulusal mimarlık ödüller dağıtmasının çok rastlanan bir durum olmadığının altını çizdi. Ödüllerin mimarlığın geliştirilmesi adına dağıtılmasının çok yaşanan bir durum olmadığını belirten Aydın, “Biz Kepez ile imar konularında, kentleşme konularında birlikte çalışıyoruz. Birçok belediyeye destek oluyoruz ama Kepez ile birlikte çalışıyoruz. Örneğin Dokuma Fabrikasının korunması adına halkla bütünleşerek, halka sorarak bir koruma çalışması da gerçekleştireceğiz” dedi.
Kepez Belediyesi, daha önce de Turgut Cansever’in ismini bir caddeye vermişti.
Seçici kurulu değerlendirmeleri sonucunda Turgut Cansever Ulusal Mimarlık Yarışması’nda ödül alan isimler ve projeleri:  
“Başarı Ödülü”
Özlem Şatır TAŞÇIOĞLU - Arzu YİĞİT 
“BYCK Villaları” 
  “Başarı Ödülü”
VEN Mimarlık - Gül GÜVEN
“Kaş Evleri” projesi ile


“Başarı Ödülü”
Mustafa Batu KEPEKCİOĞLU – Volkan TAŞKIN – İpek Baycan GLAISTER
“Sultangazi Kırkçeşmeler Parkı’nda Tek Saflı Mescid Yapısı” projesi ile

“Jüri Takdiri”
Ozan ÖZDİLEK – Erhan VURAL – Hasan Sıtkı GÜMÜŞSOY
“İzmir Kalkınma Ajansı Hizmet Binası” projesi ile

“Jüri Takdiri”
Ozan ÖZTEPE – Derya Ekim ÖZTEPE
“Roboski Adalet Evi” projesi ile